SEN, Allah yolunda cihada çıkan ve karşısında Atlas Okyanusunu görünce, atını dizlerine kadar denize sürerek, kılıcını çekip; 'Ya Rabbi! şahid ol! Önüme şu uçsuz bucaksız derya çıkmasaydı, senin şanını daha ileriye götürürdüm!' diyen MÜCAHİT'lerin peşindesin!..
SEN, 40 sene yatsı abdestiyle sabah namazını kılan İMAM-I AZAM’ların, Malazgirt Ovalarında Allah Allah sesleriyle at koşturan ve Anadolu kapılarını Müslüman Türklere açan ALPARSLAN'ların arkasındasın!..
SEN, Misafir kaldığı evde gece sabaha kadar ayakta duran ve; 'Biz Kur’anın bulunduğu odada ayaklarımızı uzatıp yatmaktan hayâ ederiz' diyen OSMAN GAZİ'lerin torunusun!..
SEN, Resûllullah’ın müjdesine nail olup, küfrün doğu kal’asını, İstanbul’u fethederek İslam’a teslim eden, yeni bir çağ açan FATİH'lerin, dünyayı Müslümanlardan başkasına dar gören YAVUZ'ların, karaların ve denizlerin hakanı KANÛNİ'lerin neslisin!..
SEN, İstanbul’da okumaya başladığı Ezan-i Muhammediye'yi, Çaldıran ovalarında bitiren, Tuna’da aldığı abdestin namazını Afrika çöllerinde kılan, Hazar kıyılarında getirdiği tekbir seslerinin yankılarını Viyana kapılarında duyan KAHRAMANLAR'ın evladısın!..
SEN, Vatanını, mukaddesâtını müdafaa ederken düşman kurşunlarının darbeleriyle bağırsakları delik-deşik dışarıya fırlayan ve bir eliyle onları karnına iterken, diğer eliyle göğsünden bir başka kurşunu eliyle çıkarıp, yanında bulunan arkadaşına; 'Al arkadaşım! Sağ olur da dönersen, şu kurşunu oğluma ver! ve O’na de ki; 'Bunu sana baban son nefesinde gönderdi ve O’da aynı şekilde oğluna aktarmazsa hakkımı helal etmem! ' dedi diye ulvî ruh örnekleri veren ŞEHİTLER KAFİLESİ'nin çocuğusun!..
SEN, 'Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırsınız.. Çünkü Allah’a inanıyorsunuz..' fermanının sahibisin!..
SEN, 'Âlemlere rahmet olarak gönderilen' ve dehşetli mahşer günü herkesin 'Nefsi! Nefsi!' diye çırpınacağı bir zamanda, secdelere kapanıp; 'Ümmetimi isterim Ya Rab!.. Ümmetimi bağışlamadıkça kalkmam' diye feryat edecek olan HABİB'İ KİBRİYA'nın ümmetisin!..
SEN, Resûllullah’in ashabına; 'Orduya yardım ediniz' dediği zaman, bütün servetini alıp getiren ve Peygamberin 'Çocuklarına ne bıraktın?..' sorusuna; 'Allah’ı ve Resûlünü bıraktım Ya Resûllullah!' cevabını veren HZ. EBÛBEKİR’in yolundasın!..
SEN, Devlet reisi olduğu halde, içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek halk içinde dolaşan ve oğlunun; 'Babacığım, niçin böyle yapıyorsun?' sorusuna; 'Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi oldum.. Onu zelil etmek, gururumu kırmak istiyorum' diyen HZ.ÖMER’in izindesin!
SEN, Müslümanlar arasında açlığın ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda Şam’dan kendisine ait zeytinyağı, üzüm ve buğday yüklü olarak gelen bir deveyi yükleriyle beraber yoksullara tasadduk eden HZ. OSMAN’ın ardındasın!..
SEN, Cebinde bulunan 4 dirhem servetin 1 dirhemini gizlice, 1 dirhemini açıkça, 1 dirhemini gece ve kalan 1 dirhemini de gündüz , kimsesizlere sadaka olarak veren ve Allah Rasûlü'nün; 'Neden böyle yaptın ?' suâline 'Belki Allah bunların birini olsun kabul eder düşüncesiyle' diyen HZ. ALİ'yi takip edensin!